Turani Baba'dan Yazılar
Yazı Başlıklarını Göster
Duran Özaydın (Turani Baba)
Yazar: Sevda Çevik

--------------------------

Duran Özaydın,1938 yılında Kayseri'nin Sarıoğlan ilçesine bağlı Karpınar köyünde dünyayagelmiştir.
İlkokulu köyünde bitirdikten sonra ortaokul ve askerî okulu Konya'daokumuştur. İlk eşinin vefatından sonra ikinci kez evlenmiştir. İlk eşinden 3çocuğu vardır.

Sazda ve sözdeustası olmamış fakat bağlamada üslup öncüsü olarak Âşık Veysel'i kabuletmektedir. Öğrenciliği esnasında Ergun Zorlutuna'dan ve Eşref
Yazgan'dan notadersleri almıştır. Daha sonraları Ankara'ya geldiğinde ise Ahmet Gazi Ayhan,Bayram Aracı ve Nezahat Bayram ile tanışmış ve 1960 yılına
dek bağlamagruplarında yer almıştır. Yine Ankara'da - henüz her ikisi de Âşık değilken-Mahzunî'yle tanışmış uzun süren bir dostluklarıolmuştur.
Kendi kültürünü Avrupa'ya duyurmak ve müzik yapımcılığıyapmak için 1968'de Almanya'ya işçi olarak gitmiştir. 1977'de kendi soyadınıt aşıyan bir yayıncılık şirketi kurmuştur. Belkıs Akkale, Musa Eroğlu, Ali Ekber Çiçek, Atakan Çelik, İhsan Öztürk gibi sanatçıların prodüktörlükleriniyapmıştır.
Aynı zamanda Almanya'da TRT'nin fahri müzik prodüktörlüğünüyapmıştır.
Bağlama derslerivererek birçok sanatçı yetiştirmiştir. Avrupa'da kültürel kurumlarda semah vebağlama dersleri vermeye, şiir yazmaya devam etmektedir.

Aynı zamanda internetradyosunda "Ozanlar Söyleşiyor" adlı bir program yapmaktadır. Günümüzdede Almanya'da yaşamaktadır.
Davet edildiği ilk etkinlikte, bestesini - "Mühür Gözlümün" de yaratıcısı-Âşık Aliİzzet'e okumuştur. İşte bu etkinlikte nasıl mahlas aldığını
şöyle anlatmaktadır:"Bir şiirimde türkümü sazıma aktarırken mahlas olarak nüfustaki adımısöyledim. Ali İzzet hocamızda dedi ki: "Evladım,
sazında sözünde yeni bir tür,senin adını TÜRANÎ koyalım". Ondan sonra ben mahlasımı çeşit anlamına gelenTÜRANÎ okumaya başladım.
Daha sonra Karaözü kasabasında lise açılışında VeyselBaba'yla tanıştım. Beni dinledi. Mahlasımda TÜRANÎ geçince Veysel Baba : "Türanînerden çıktı karaoğlan, ben Ü harfinin noktasını kaldırıyorumoğlum, TURANÎ 'sin sen" dedi. Birde yeni yetişen çağdaş ozanlarımız bana BABAismini
koydular ve TURANÎ BABA olarak noktalandı."
ÂşıkTuranî, "Kalktı göç eyledi Avşar elleri" diyen Dadaloğlu'ndan gelen birsoy zincirinden olduğunu ve anne tarafından da Kul
Budala'nın torunu olduğunu,yani temelinde bir ozanlık yattığını dile getirmiştir. Böyle bir soydan gelenhalk şairi ilk şiir söylemeye ilkokul çağında
başlamıştır. İlk söylediği şiirlerise aşk üzerinedir. Daha sonra bu yeteneğini tespit edip, O'na cesaret verenedebiyat öğretmeni Fakir Baykurt'tur.

Âşık Turanî,yazdığı şiirleri önceleri kitap halinde bastırmıştır. Bir de kırkbeşlik plağıvardır. Bazı şiirlerinden dolayı kitapları ve plakları
toplatılarak imhaedilmiştir. Daha sonraları yeniden toparlanan Âşık şiirlerinin bir kısmınıinternet sitesinde yayımlamaya başlamıştır.
Geri kalanını ise metinler halindebiriktirip ileride kitap haline getirmeyidüşünmektedir.
Âşık'ın şiirindeişlediği konuların bir kısmını şöyle sıralayabiliriz; tabiat, aşk, sevda, doğaşiirleri, insan manzaraları. Bunun yanı sıra son
yapıtlarından olan şiirlerinde;nasihat, tasavvuf, uyarı, çatma gibi dört rengi bir arada görmek mümkündür.Bunlar:


İRFAN MECLİSİ

İrfanmeclisinde kendimi buldum,
Çokcahil kalmışım ilmim yetmedi.
Dört fidanı dikmiştim gönül bağıma,
Özüçürük çıktı, biri bitmedi.

İrfanlar meclisi ulu bir divan,
Hakikatyolunda edilir beyan.
Cahilekapalı, ârife ayan;
Gerçekifşa oldu üstün örtmedi.

Bumecliste çürük metah satılmaz,
Güzelsözler seçilip de atılmaz.
Azmışyaralara merhem katılmaz
Yaralarbaş tuttu emim yetmedi.

Azgınyaralara merhem neylesin?
Kul Turanî her zaman mıböylesin?
Yerigelmiş iken sözün söylesin,
Perdeler bozuldu, düzen tutmadı.

25. 3. 2008

İRFAN MECLİSİ 2


Usta malıile çalım satılmaz,
Matahınvar ise dök de görelim.
Doğrusözler seçilip de atılmaz,
Yanlışabir ayar çek de görelim.

Ulu ozanlara bağlı özümüz,
Beynamazcahile vardır sözümüz
İrfanmeclisinde ipek bezimiz,
Terziysenbir kenar dik de görelim.

Biz üstadımızdan aldıkilhamı,
Ustasıolanın Hak'tır kelâmı.
Dostunyarasına sürdük merhemi,
Açıkyaraya tuz, ek de görelim.

İkrar aldık, ikrar verdikpirlere,
Onun içinilmek geçti serlere.
Busözümüz gönül gözü körlere,
Dünyayabiz gibi bak da görelim.

BizDerviş Ali'yi pek çok okuduk,
Herhecesin ilmek ilmek dokuduk.
Güldalında bülbül olduk, şakıdık;
Sendebir çalıya çık da görelim.

Turanî'yim sözüm bulur yerini,
Tanırım insanın yiğit,erini
Dilimden düşürmem pirlerpirini
Gönlündeki kini yık da görelim.

06.04.2008


Şiirleri arasındaki düşünce farkını görebilmek için, şiirlerini sonradandeğiştirmeyen; özüne, sözüne, hecesine hatta noktasına bile dokunmayan
TuranîBaba daha sonraları dönüp bu şiirlerini okuduğunda, o duyguları tekraryaşadığını söylemiştir.
İrticalen de şiir söyleyebilen şair, ifadeye ve dilimize daha uygunolduğu için şiirlerinde 6+5 11'li hece veznini tercih etmektedir.
Serbestvezinle de yazdığını fakat saza daha çok renk kazandıranın 11'li hece ölçüsüolduğunu belirtmiştir. Eski şiirlerinde koşma tarzına darastlanmaktadır.
Âşık Turanî Baba şiirlerini, yurt dışındaki şölenlerde, Yedi BucakAvşarları törenlerinde ve üyesi olduğu Ozanlar
Derneğinde icra etmektedir. 2006,2007 ve 2008 yıllarında da davet edildiği Hacı Bektaşi Veli törenlerindeşiirlerini icra etmiştir.
Doğup büyüdüğü bölgede yaşamış, Dadaloğlu, Pir Sultan, Karacaoğlan gibiâşıkların eserlerine büyük ilgi duymuş ve bunları dinleyerek yetişmiştir.
En çokÂşık Veysel ve Âşık Ali İzzet'in şiirlerinden etkilenmiştir. Çağdaş olanâşıkların hepsinin birbirinden üstün olduğunu, herkesin ayrı bir
felsefeyleşiirler yazdığını ancak Hülya Yıldırım(Şahini), Pakize Altan(Didarî), Elifçegibi hanım âşıkları daha çok takdir ettiğinibelirtmiştir.
Şairliğini etkileyen önemli unsurlardan birisi ilk eşini kanserhastalığından kaybetmesidir. Eşini tabuta koyup hareket ettiklerinde söylediğişiiri :

GÖTÜRÜN CENAZEYİ

Kalktı Almanya'dan göçüneyledi
Yaralım varıyor karşılan bari
Yuvasında ayrı üçte kuzudan
Maralım varıyor karşılan bari.

Neşter vurup yarasına baktılar
Kollarına serumları taktılar
Vatanına kadar ölmez dediler
Yaralım varıyor karşılan bar

Tabutunu incitmeden indirin
Köydeki dostlara haber bildirin
Cenazeyi Ankara'dan aldırın
Zaralım varıyor karşılan bari

Turanî'm de bana ağıt yakmazsa
Tabutuma türlü çiçek takmazsa
Elin vatanından garip yollarsa
Karalım varıyor karşılan bari

Âşık Turanî,rüya görmek ve bade içmek konusundaki düşüncelerini şöyle anlatmıştır: "Ozanlıkgeleneğini yürütmek, âşık olmak bir duygu yüklülüğüdür.
Rüyada pir elinden doluiçmek gibi bir inancım yok, bu başlı başına bir aşktır. Bu duyguyu yaşayamayanzaten o rüyayı da göremez.
Bu hayal, aşk, inançla iç içe yaşıyorsan, uyurken debunlar hayalindedir. İşte buna rüya denir. Onun temeli de duyguyüklülüğüdür."
Herhangi bir âşıkkoluna mensup olmayan şair, halktan ve kültürden yana olan her âşık ile birlikteolduğunu söylemiştir. Kendisinin de âşıktan çok ozan
olduğunu belirtmiştir:"Bana halkıma, ülkeme aşkımdan dolayı âşık diyebilirler ama ülkemin, milletiminhuzuru için bir halk ozanıyım."
Ailesi içinde de tek âşıkkendisidir.
Âşık makamlarıhakkında şöyle düşünmektedir: "Her ozanın kendine has makamı vardır. Hiçbir ozandiğer bir ozanın renginde söyleyemez.
Mesela Âşık Veysel'in bir makamı vardır vehiç kimse onun verdiği güzelliği aynen şiire veremez. Ozanlık geleneğinde makamozanın şahsiyetine verilmiş bir unvandır."
Bunun dışında Turanî Baba, hicaz, hüseyni, segâh gibi makamları da kullanmıştır.
Bugünkügelenekte halkı için kendini feda edecek, gönüllerde taht kurmuş bir ozangöremediğini söylemiştir. Âşıklık geleneğinin yaşaması isteniyorsa,
halk ilebütünleşmek gerektiğini, ozanların taviz vermeden dünyada yaşayan bütüncanlıları kucaklama öğretilerini devam ettirmeleri gerektiğini ifadeetmiştir.
Âşık Turanî'ningeleneğin devam etmesi için beklentisi şudur; "İçleri kültür yüklü ama maddiolumsuzluklardan dolayı bunu dışa vuramayan ozanlara hem
maddi hem manevi destekolunmalıdır. Aynı zamanda ozanların önü açılmalıdır, ozanlar söylediklerinihayata geçirebilmelidir."
Günümüz toplumundahalk şairlerinin düşüncelerine saygı duymamanın ve baskı altında bırakmanınonların gelişmesini engelleyecek zorluklardan olduğunu
ifadeetmiştir.
Âşık, 117 yaşındavefat eden babaannesinden dinlediği halk hikâyeleriyle yetişmiştir. Kendisi dedaha sonraları Ferhad ile Şirin gibi halk hikâyelerinianlatmıştır.
Cemlere dekatılan Âşık Turanî zâkirin görevlerini şöyle sıralar: "Zâkirler cemlerdeustamalı deyişlerin yanı sıra kendi deyişlerinden de söylerler.
Ustamalıdeyişler duaz imam, gibi yedi ulu ozanların inanç bazında deyişleridir. Kendideyişleri ise nasihat bazındadır. Bunlarda Allah'ı, Hz. Muhammed'i, Hz. Ali'yioniki imamı övme vardır. Ondört masum ve onyedi kemerbertlerin yası vardır. Aynızamanda Zâkirler kırklar semahını, turnalar semahınıçalarlar."

Şah Hüseyin

(Hz. Hüseyin'e yazdığı mersiyesi)

Kan çanağı oldugörmez gözlerim,
Hayâlde vahşeti görür sabahtan.
Kesildi dermanım, tutmazdizlerim,
Yine Şah yolunda yürür sabahtan.

Zalim Yezit kılıcınıkaldırır,
Şah Hüseyn'in gül benzini soldurur.
Masum-u Pakları dahiöldürür,
Kanlı baş önünde durur sabahtan.

Gökteki melekler hep yereindi,
Şahın etrafında semaha döndü.
Nice masumların hayatı söndü,
Fatma Meleklerle görür sabahtan.

Hain yezit ciğerleri dağladı,
Hüseyn'e yastutan kara bağladı.
Şahım için meleklerde ağladı,
Gözün pınarları kurur sabahtan.

TURANİ'yim akar gözümün yaşı,
Birlikte yoğurur toprağı,taşı.
Yezid'in elinde Hüseyn'in başı,
Benliğim yok olur,erir sabahta,

Araştırmacı yazarlardan Ali Duran Gülçiçek Alman Edebiyatı BölümündeAlmanca'ya çevirmek kaydıyla Âşık Turanî'nin birkaç şiirini almıştır.
Dergilerdeve antolojilerde şiirleri yayımlanmıştır. Ayrıca Bekir Karadeniz'in de biraraştırması vardır.
Âşık Turanî, birçok televizyon programına davet edilmiştir. TRT'ninbirçok programında, Almanya'da sivil toplum örgütleri tarafından kurulan Türkkanallarının programlarında bulunmuştur. Köln radyosunda müzikli söyleşilerdebulunmuştur. Almanya'da bulunduğu bölgenin kültür müdürlüğü tarafından "yabancıhemşeriler" ve "Alman- Türk kültürü" adında düzenlenen gecelerekatılmıştır. Türk derneklerinin sosyal etkinliklerinde sözü ve sazı ilebulunmuştur. 2006, 2007 ve 2008 yıllarında Hacı Bektaşi Veli etkinliklerinedavet edilmiştir. Bu etkinliklerde üç sene üst üste Belediye Başkanı tarafındanplaket verilmiştir. Aynı zamanda yurt dışında yabancılar da dahil olmak üzerebir çok ödüle layık görülmüştür.
Yarışmalara karşı olduğunu, katılmadığını şu sözleriyle ifade etmiştir:"Aynı kültür için çalışan ozanların birinin diğerinden üstün olmasının diğerininde daha aşağı tabakada olmasının gereği yok."

--------------------------

Dipnot: Mülakat:
Sevda çevik
Gazi üniversitesi /ANKARA
Yazı Başlıklarını Göster